İcra İflas Kanunda düzenlenen icra hukukunda satış isteme süreleri çok önemlidir. Bu bağlamda sizleri icra hukukunda satış isteme süreleri hakkında bilgilendirmek istiyoruz. Sürelerin geçirilmesi bazen karşımıza zamanaşımı itirazının (def’inin) öne sürülebilmesine veya hak düşümüne sebep olabilmektedir.
Bu konuyu irdelerken taşınır ve taşınmaz hacizlerini ayrı olarak incelememiz yararlı olacaktır. Söz konusu durum İcra ve İflas Kanunu madde 106 da düzenlenmiştir. Buna göre ‘ Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay içerisinde istemelidir.’ Eğer bu süreler içerisinde satış istenmez ise veya giderler 15 gün içerisinde icra dairesine yatırılmaz ise, mal üzerindeki haciz kalkar. Bu durumda haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur. Taşınırların satışı satış talebinden iki ay içinde satılır.
Taşınmaz satışına ilişkin süreler de İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre ‘Taşınmaz satışları hacizden itibaren bir yıl içinde istenmelidir.’ Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Taşınmazlar, satış talebinden itibaren üç ay içinde icra dairesi tarafından açık artırma ile satılır.
Elbette burada söz konusu olan satış talebi, İcra ve İflas Kanununa göre kesinleşmiş haciz kararına binaen yapılmalıdır. Geçici ve ihtiyaten yapılmış hacizlerde satış talebi yalnızca zorunlu durumlarda istenebilir. İİK madde 118 de düzenlenmiş bu durumlar söz konusu değil ise kesinleşmiş haciz kararı olmadan satış talep edilemez.
Eğer birinci ihalede alıcı çıkmaz veya İİK’da belirtilen miktarlara ulaşılmaz ise satış icra memuru tarafından geri bırakılır. İkinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu madde yazılı şartlar gerçekleşmezse satış talebi düşer.
İcrada taşınır ve taşınmaz malların değeri çok fazla düşmektedir. Bu durumda, hem alıcı alacağının tamamına kavuşamamakta hem de borçlu, malının değerinin çok altında bir rakama vermek zorunda kalmaktadır. İşte bu noktada icra hukukunda arabuluculuk daha da önem kazanmaktadır. Zira, arabuluculuk ile icra satışlarından önce alacaklı ve borçlunun anlaşarak malın değerinden satılmasını sağlamaları mümkündür.
Arabuluculuk kaynaklı hususlarla ilgili olarak avukatlık hizmetlerimiz bakımından bilgi almak için iletişim kısmında yer alan bilgilerden bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bir önceki makalemizde işçi işveren örnek arabuluculuk anlaşma tutanağını konusunda yayınladığımız çalışmamızı inceleyebilirsiniz.
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir