Ücretli izin hakkı, çalışanların Anayasayla güvence altına alınmış temel ve en önemli hakları arasında yer almaktadır. Bu hakkın Anayasayla güvence altına alınmış olmasının en önemli nedenleri, işçiye dinlenmesi için fırsat sağlamak, sağlığını koruması ve işgücünün yenilenmesini temin etmektir.
İş Kanununun 53/1 numaralı maddesine göre; “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az 1 yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Anılan hüküm hukuk düzeni içerisinde emredici hüküm olarak adlandırılan hükümlerdendir. Bunun anlamı, işverenin bu hakkı işçiye sağlamak zorunda olduğudur. TBK’nın 425/2 numaralı maddesine göre; “Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.” Bu hükmünün amacı da işçinin sağlığını korumak amacıyla kendisinin yapabileceği hukuki işlemelere karşı da işçiyi korumaktır. Yasa burada bir nevi işçiyi kendisine karşı da korumuştur. Bu hükme örnek verecek olursak işverenin kararlaştırılandan yüksek bir bedel karşılığında işçiden yıllık ücretli izin hakkından vazgeçmesini istemesi ve işçinin de bunu kabul etmiş olması halinde dahi böyle bir anlaşma geçersiz olacaktır. Bu konuda Yargıtay’ın da vermiş olduğu bir karara göre “ Yıllık ücretli izin hakkı (…) Anayasaca korunan bir haktır. Dinlenme hakkından vazgeçilemez.”
İşçinin yıllık ücretli izine hak kazanabilmesi için işyerinde fiilen işe başladığı günden itibaren en az 1 yıl çalışmış olması gerekir. İş akdinin askı da olduğu durumlarda da sözleşme hukuken devam ettiği için, askı da geçen sürelerde dikkate alınacaktır. 1 yılını doldurmamış olan işçiler için bir orantı kurularak ücretli izin hakkı verilmesi gibi bir uygulama söz konusu değildir.
Ücretli izin hakkının kazanılması noktasında gerekli olan 1 yıllık çalışmanın işverenin mekansal olarak aynı işyerinde yapılması bir zorunluluk değildir. Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. (İş Kanunu m. 54/1) Bu hükmün mutlak ifadesine rağmen işçinin, işverenin aynı veya değişik işyerlerinde kesintisiz çalışmış olması da zorunlu olmayacaktır. İşçinin aralıklarla çalışması durumunda da, yılık ücretli izin hakkının hesabı, bu sürelerin birleştirilmesi suretiyle yapılacaktır.
Ücretli izin hakkının işçinin çalıştığı dönemde verilmemiş olması halinde iş sözleşmesinin sona ermesiyle beraber ücretli izin hakkı ücretli izin alacağına dönüşür. Bu noktada herhangi bir dava aşaması söz konusu olursa işçi artık ücretli izin alacağını talep edebilecektir. Ancak bilindiği üzere ülkemizdeki davaların oldukça uzun sürmeleri nedeniyle bu hakka işçiler oldukça uzun süreler sonunda kavuşmaktadırlar. Bu nedenle İş hukukunda arabuluculuk yöntemi oldukça verimli ve akılcı bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Arabuluculuk hem zamandan hem de paradan tasarruf sağlayan bir yöntem olması nedeniyle bu tür uyuşmazlıklarda tercih edilen bir yöntemdir.
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu Avukat Web Sitesi içerisinde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir