Trafik Kazası Avukatı Ankara
Ülkemizde ne yazık ki trafik kazaları sık bir şekilde meydana geldiğinden trafik kazası davaları; yakınlarını kaybedenler, yaralananlar ya da maddi zarara uğrayanlar açısından büyük önem arz etmektedir. Bu yazımızda trafik kazası davaları ile ilgili merak edilen bazı soruları yanıtlayacağız.
Öncelikle bazı ön bilgiler vermemiz gerekmektedir. 6047 sayılı Karayolları Trafik Kanunu trafik kazalarını “Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır’’ şeklinde tanımlamaktadır.
Trafik kazası sonucu kusurlu olan kişi aleyhine hem ceza davası hem de tazminat davası açılabilir. Ceza davası, kamu hukukuna ilişkin olduğundan savcılık soruşturmasını takiben düzenlenen iddianameye göre yargılama yapılacaktır. Yazımızda genel olarak tazminat davalarını ele alacağız. Trafik kazaları neticesinde başvurulabilecek hukuki yollar şöyledir:
Ölüm ile sonuçlanan trafik kazaları sebebiyle vefat edenin yakınlarının Borçlar Kanunun 53. maddesi uyarınca talep edebileceği zararlar genel olarak şöyledir:
Yaralanan kişi tazminat sorumlularına karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Belirtmek isteriz ki, yaralanan kişinin yakınları hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar; ancak Borçlar Kanunun 56. maddesi uyarınca yaralanan, ağır bedensel zarara uğramışsa manevi tazminat davası açabilirler.
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında, Borçlar Kanunun 54. maddesi uyarınca aşağıdaki zararlar talep edilebilir:
Maddi hasarlı trafik kazalarında zarar, kazaya karışan hatalı araç sürücüsü ve hatalı olan sürücünün kullandığı aracın poliçe düzenleyicisi durumundaki sigorta şirketi tarafından karşılanacaktır. Eğer aracı hasara uğrayan sürücü kasko yaptırmış ise hasarının giderilmesini poliçe kapsamında sigorta şirketinden de isteyebilir.
Maddi hasarlı trafik kazalarında istenebilecekler şunlardır:
Şimdi trafik kazası davaları ile ilgili merak edilen bazı soruları yanıtlayalım.
Günümüzde dava açma yolunda konusunda bir çok prosedür bulunduğu gibi, her olay kendine özgü olduğundan trafik kazası tazminat davası ne kadar sürede sonuçlanır sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir.
Trafik kazası tazminat davası sürecini genel olarak özetleyecek olursak, her delil mahkemeye sunularak mahkemelerden ne tür bir tazminat istendiği açıkça belirtilmelidir. Tüm talepler açıkça belirtildikten sonra mahkemeler sırasıyla dosyayı, kusura bir itiraz varsa kusur bilirkişisine ve akabinde ise hesap bilirkişisine gönderir. Gerekli hukuki prosedür tamamlandıktan sonra mahkeme kazada mağdur kalan kişinin tazminata hak kazanıp kazanmadığına, kazandı ise ne kadar kazandığını hüküm altına alınmasına karar verir. Genel olarak trafik kazası tazminat davası 1 – 1,5 yılda sonuçlanmaktadır. Bu süreçler tamamlandıktan sonra sonuca itiraz eden taraf sırasıyla istinaf mahkemelerine ve Yargıtay başkanlığına temyiz için başvuru yapabilir.
Yine trafik kazası geçiren bir kişinin tazminat hakkına ilişkin en etkili yollardan birisi de Sigorta Tahkim Komisyonlarına başvuru yaparak bu kurumdan talepte bulunmaktır. Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapmak, süreçleri bir yandan kısaltmakta bir yandan da mahkemelerdeki iş yükünü azaltmaktadır. Sigorta Tahkim Komisyonu, sigortacılık kanunu kapsamında sigortalı, sigortadan menfaat sağlayan kişiler ve sigorta ettirerek riski üstlenen taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için kurulan organizasyona verilen addır. Komisyon, sigorta şirketleri ve sigortalı arasında yaşanan problemlerin, mahkeme sürecine gerek kalmadan kısa zamanda çözüme kavuşturulması adına oldukça önemli bir konumdadır.
Tazminat talebinin çözüme kavuşturulması için Sigorta Tahkim Komisyonuna gelen başvurular öncelikle karara bağlanması da ilk aşama komisyondaki raportörler tarafından incelemedir. Ön incelemelerini 15 iş günü içerisinde tamamlayan raportörler başvurunun bağımsız sigorta hakemlerine iletilip iletilmemesine karar verirler. Eğer başvuru için sigorta hakemlerine iletilmesi kararlaştırılırsa ise sigorta hakemleri başvuruyu en geç 4 ay içerisinde inceleyerek uyuşmazlık taraflarına kararı bildirirler. Kararı olumlu bulmayan taraf komisyona itiraz eder. Yapılan itirazların değerlendirilmesi ise en az iki ay içerisinde hakem heyeti tarafından incelenerek karara bağlanmaktadır. Söz konusu karar daha sonra en geç 3 iş günü içerisinde taraflara bildirilmektedir. Böylelikle toplamda en fazla 6 ay gibi sürede tazminat başvurusuna istinaden karar süreci tamamlanmış olur.
Öncelikle trafik kazası davalarını kimlerin açabileceğinden bahsedelim.
Ölümlü trafik kazası tazminat davasında; trafik kazası neticesinde ölen kişiden, yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekâr ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Yani, bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerekir.
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davasında; yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir. Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma vuku bulmuşsa, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı) da sadece “manevi tazminat davası” açabilirler (BK m.56). Yargıtay uygulamasında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin; bir gözün kaybedilmesi, kol veya ayaklardan birinin kesilmesi vb. gibi haller ağır bedensel yaralanma olarak değerlendirilmektedir.
Maddi hasarlı trafik kazası tazminat davasında; hasara uğrayan aracın sahibi dava açabilir.
Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına karşı açılır. Ancak, trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenler dışında da tazminat sorumluları vardır. Trafik kazası neticesinde ölüm meydana geldiğinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir:
Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir (BK md.49).
Aracın İşleteni: Karayolları Trafik Kanunu trafik kazaları nedeniyle doğan zararlardan dolayı aracı işleten kişiyi sorumlu tutmaktadır. KTK m.3’te araç işleten “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu durumda araç işleten kişinin kim olduğundan kısaca bahsedelim.
Öncelikle aracın sahibi olan kişiler araç işletendir. KTK m. 3’te araç sahibi “araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi” olarak tanımlanmıştır. Ancak birçok halde araç sahibi, araç üzerinde zilyet olmadığı gibi aracın sevk ve idaresine müdahale edecek durumda değildir. Bu gibi hallerde aracın sevk ve idaresinde söz sahibi olan kişiler sorumlu olacaktır. Bunlar aracı mülkiyeti muhafaza kaydıyla satın alan kişi; aracı üç gün veya daha uzun süreli kiralayan, ariyet ya da rehin alan kişiler; yolcu taşımacılığı yapan firmalar; motorlu araçla ilgili meslek sahipleri; yarış düzenleyiciler; motorlu aracı çalan veya gasp eden kişiler olabilir.
Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) veya poliçe kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-3. maddesine göre, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.”
6047 sayılı Karayolları Trafik Kanunu trafik kazalarını “Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır’’ şeklinde tanımlamaktadır. Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, tazminat davası açabilmek için hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı bulunmalıdır:
Hukuka aykırı fiil: Bir kimsenin özel hukuktan doğan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklarına karşı yönelmiş saldırılar haksız fiil niteliğindedir.
Zarar: Tazminat talebinin temelinde uğranılan zarar vardır. Kişinin zararı maddi zarar ve manevi zarar şeklinde ortaya çıkabilir.
Kusur: Kişinin haksız fiil ile başkasına zarar vermesi halinde doğacak zarardan sorumlu olması için kusurlu olması şartı aranır. Ancak kusursuz sorumluluk halleri istisnadır, örneğin araç işletenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk hallerindendir.
İlliyet bağı: Nedensellik bağı olarak da bilinir. Kusurlu davranışla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisi olmasıdır. İlliyet bağından söz edebilmek için hukuka aykırılık bağının da olması gerekir.
Bir davaya hangi mahkemenin bakacağı, görev ile ilgili iken; davaya hangi yerdeki görevli mahkemenin bakacağı konusu yetki ile ilgilidir. Yani trafik kazası davası hangi mahkemede açılır sorusu, hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkindir. Trafik kazası davasında yetkili mahkeme sorusu ise, trafik kazası davasının hangi yerdeki mahkemede açılacağına ilişkindir.
Öncelikle trafik kazaları tazminat davasında görevli mahkeme nedir sorunun cevabını verelim:
Şimdi trafik kazası davası hangi mahkemede açılır sorusunun cevabını verelim. Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme vardır. Trafik kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en önemli konudur.
Karayolları Trafik Kanunu m.2 uyarınca “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesi de şöyledir “ Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
Yani Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile her halükarda fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur. Ancak trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi tazminat davası için zamanaşımı süresi de o olacaktır.
Trafik Kazası Avukatı Ankara
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir