Kıdem tazminatı, çalışan işçinin hizmet süresi boyunca verdiği emeğin karşılığını almasını sağlayan yasal bir sistemdir. Kıdem tazminatının hesaplanması için öncelikle kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14′ üncü maddesine göre, 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde çalışanlar işverenlerinden kıdem tazminatı alabilir. İlgili yasada 7 hal belirtilmiştir:
- İşverenin haklı bir sebep olmadan işten çıkartması
- İşçinin haklı bir sebeple işi bırakması
- Erkek çalışanların askerlik için işi bırakması
- Emekli olmak amacıyla işçinin işi bırakması
- Emeklilikle ilgili diğer şartları tamamlayıp, emeklilik yaşını evinde beklemek amacıyla işçinin işi bırakması
- Kadın işçinin evlendikten sonraki bir yıl içinde işi bırakması
- İşçinin ölmesi
Ancak uygulamada işverenlerin kıdem tazminatını öderken işçiyi zor durumda bırakacak yöntemlere başvurduğunu görürüz. Bunların başında da kıdem tazminatını ödememek için işçinin kıdem tazminatına hak kazanmadığını iddia etmeleri gelmektedir. Bir diğer yöntem olarak da kıdem tazminatının eksik hesaplanmasıdır. Bu yazıda da kıdem tazminatını hesaplanırken hangi ücret ve kalemlerin yer alması gerektiğinden bahsedilecektir.
İş kanunun 14. maddesinin 9. fıkrasına göre kıdem tazminatı işçinin son ücretinden hesaplanır. Bu ücret iş hukuku öğretisinde ve uygulamada da kabul edildiği gibi işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı,
işçinin fiilen eline geçen ücret üzerinden değil, sigorta primi, vergi, sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın gerçekleşen son brüt ücreti göz önünde tutularak hesaplanır.
İş kanunun 14. maddesinin 9. fıkrası uyarınca “Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret” kıdem tazminatının hesabında esas alınır. Ancak son bir yıl içinde ücrete zam yapılmışsa, bu durumda son bir yıllık ücretin ortalamasının alınması işçinin aleyhine olacağından yasa koyucu bunu önlemek amacıyla şu hükmü öngörmüştür: “Son bir yıl içinde işçinin ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır”.