İşçi hakları, ücret, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, dinlenme hakkı, yıllık izin hakkı gibi başlıklar altında toplanabilir. Bunlardan ücret hakkını şu şekilde açıklayabiliriz;
Ücret hakkı, işçinin iş görme edimi karışlığında işverenin iş akdinden doğan temel borcudur. Ücret, iş akdinin kurucu unsuru olması dolayısıyla, ücretin kararlaştırılmadığı bir iş akdinden bahsedilemez. İşçinin ve ailesinin temel geçim kaynağının ücret olması nedeniyle ücret hakkı anayasayla güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın ilgili 55. maddesine göre; “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.”
İş Kanununun 32/1 numaralı maddesine göre; “ Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.” Aslında söz konusu hükümde ücretin bir işin karşılığında verileceği belirtilmiş olsa da sosyal düşüncelerle bazı durumlarda işçinin bir çalışma olmaksızın da ücret talep edebileceği öngörülmüştür. Buna örnek olarak; hafta tatili, ulusal bayram ve tatil günleri, yıllık ücretli izin, askerlik görevini yerine getiren gazetecileri, zorlayıcı nedenlerle işçinin çalışamamasını örnek olarak verebiliriz.
İş Kanununa göre ücret nakden ödenir. Yani İş Kanununun benimsediği anlayışa göre asıl ücretin nakden (para ile) ödenmesi zorunludur. Diğer bir ifadeyle ücret ayni yani eşya olarak kararlaştırılamaz ve bu şekilde ödeme yapılamaz. Asıl ücretin dışında işverenin ikramiye, prim, sosyal yardım adı altında diğer ödemeleri para ile olmak zorunda değildir ve bunlar asıl ücretin kapsamı içinde yer almaz.
Ücretin türleri ise; zamana göre ücret, parça başına veya götürü ücret, yüzde usulüne göre ücret ve bahşişler, primler, ikramiyeler, aracılık (komisyon) ücreti, işin sonucundan pay alma gibi biçimlerde tasniflenebilir.
Ücretin belirlenmesi noktasında TBK m. 401’e göre; “İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.” Taraflar sözleşmede ücretin miktarını belirlememişlerse bir Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ücret, asgari ücretten az olmamak üzere emsal işlerde çalışan işçilerin ücretleri göz önünde bulundurularak belirlenir.
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu Avukat Web Sitesi içerisinde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir