Ülkemizde 26.09.2004 tarihinde kabul edilen, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun’la bölge adliye mahkemeleri kurulmuştur. Böylece iş mahkemelerinde istinaf kanun yolu hukuk sistemimize getirilmiştir. Bu kanun çerçevesinde, 5308 sayılı Kanun ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle, iş mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Ancak, personel sayısının azlığı ve teknik yetersizlikler sebebiyle bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi ertelenmiştir. Bölge adliye mahkemelerinin, Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen iş mahkemesi kararları hakkında yapılan temyiz başvuruları, kesinleşinceye kadar Yargıtay tarafından sonuçlandırılır. Bu kararlar hakkında, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 01.04.2005 tarihli ve 5308 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki temyize ilişkin hükümleri uygulanır.
Adalet Bakanlığı’nın 07.11.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararı uyarınca, bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacaktır.
Doğru olmadığı iddia edilen mahkeme kararlarının tekrar incelenmesine ve değiştirilmesine yönelik hukuksal çarelere kanun yolu adı verilir. Mahkemelerin karar verirken yanlışlık yapma olasılığına karşın, verilen kararların denetlenmesi ve genellikle bir üst derece mahkemesinde inceleme yapılması amacıyla, her yargılama hukukunda kanun yolları öngörülmüştür. Kanun yolları sayesinde, mahkemeler tarafından verilen eksik, hatalı kararlar kesinleşmeden önce bir üst mahkeme tarafından denetlenmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359. Maddesi uyarınca; iş mahkemelerinde istinaf kanun yolunda, ilk derece mahkemelerinin nihaî kararları, hem maddî vakıalara ve delillere uygunluk hem de hukuka uygunluk açısından incelenmektedir. Bu çerçevede, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmazsa, kanunda belirtilen şartlar altında, kendisi yeniden bir yargılama yapıp karar verebilmektedir.
İstinafla birlikte, kararlara karşı denetim mekanizmasının artması ile yargıda ortaya çıkan adil yargılanmayla ilgili sorunlar da azalacak ve kararlara duyulan güven artacaktır. İstinaf, Yargıtay’ın şu anda aşırı olan iş yükünün de bir süre sonra azalmasına katkı sağlayacağı ümit edildiğinden, Yargıtay’ın da hukukî denetim işlevini daha iyi yapması ve içtihat mahkemesi fonksiyonunu daha iyi yerine getirmesi mümkün hale gelecektir. İş yargısında istinaf kanun yolunun işlemesiyle birlikte Yargıtay’ın ilgili dairelerinin iş yükü önemli ölçüde azalacaktır. 2015 yılı istatistiklerine göre, Yargıtay’ın iş ve sosyal güvenlik hukuku alanında görev alan 7, 9, 10, 21 ve 22’nci Hukuk Daireleri’nde toplam, 230.199 temyiz dosyası bulunmaktadır. Bu dairelerde bulunan toplam dosya miktarı, Yargıtay Hukuk Dairelerinin toplam iş yükünün (744.866 dosya) yaklaşık üçte birini teşkil etmektedir. Hem bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi hem de uyuşmazlıkların arabuluculuk ( http://cihanorhan.av.tr/arabuluculuk/ ) gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile giderilmesi sayesinde, iş uyuşmazlıklarının çoğu temyiz incelemesine konu olmayacaktır. Böylece makul sürede yargılanma hakkının sağlanmasının yanı sıra yargının etkinliğinin gerçekleştirilmesi bağlamında da önemli bir aşama kaydedilecektir.
By Avukat Cihan Orhan
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir