İş Hukuku Arabuluculuk

Ülkemiz arabuluculuk uygulamasında; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği iş ve işlemlerden kaynaklanan özel hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğa başvurulabilir. Bu özel hukuk uyuşmazlıklarının, yabancılık unsuru da taşıması arabuluculuğa engel teşkil etmez.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere; İş hukukuna ilişkin işçi ve işverenin aralarındaki özel hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin arabulucuya başvurmaları mümkündür. Örneğin işten ayrılan bir işçinin kıdem, ihbar tazminatları, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, maaş vb. ücret alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda taraflar arabulucuya başvurabilirler.

Uygulamada; arabuluculuk ile çözülen en çok uyuşmazlığın İş Hukuku alanında olduğu görülmektedir. Dolayısıyla; yargı organlarını yoğun bir şekilde meşgul eden, İş Hukuku uyuşmazlıklarının bir kısmının Arabuluculuk ile çözülmüş olması geleceğe ilişkin de önemli ve etkin bir çözüm imkânını gözler önüne sermektedir. Zaten son dönemde Adalet Bakanlığı tarafından; İş Hukuku uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk sisteminin getirilmesi çalışmaları yürütülmektedir.

Kanımızca da; İş Hukuku uyuşmazlıklarında, işçi ve işverenlerin İş hukuku Arabuluculuk ile uyuşmazlıklarını çözmelerinin her iki taraf içinde çok büyük yararları bulunmaktadır. Öncelikle; iş hukuku davalarının Yargıtay aşaması da dahil edildiğinde 2-3 yıl gibi bir süreç alması, taraflar açısından Yargılama masrafları, faiz ve vekalet ücretlerini önemli ölçüde artırmaktadır. İşçi anlaştığında; alacaklarına bir an önce kavuşmuş olacak ve işçisiz kalacağı dönemi daha rahat atlatma imkânına kavuşacaktır. İşveren de; gerekirse pazarlık yaparak Mahkemede çıkabilecek daha yüksek meblağları, yargılama masrafları, faiz ve vekâlet ücretlerini ödemekten kurtulacak; üstelik çalışma barışını koruyabilecek ve işyeri ekonomik dengelerini daha rahat hesaplayabilecektir.

İş hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuğun her geçen gün daha fazla artacağına olan inancımız artmaktadır. Bu konuda işçi ve işveren sendikaları ile diğer sivil toplum kuruluşlarına da büyük görevler düşmektedir.