Hukuki bakımdan yetki, günlük hayattaki kullanımından farklı olarak hangi uzmanlık mahkemesinin davaya bakacağını değil,
neredeki mahkemenin davaya bakacağına dayanır.
İş davalarında yetki yetkili mahkemenin belirlenmesi için kanun koyucu özel düzenlemeler yapmıştır ve dava açmayı düşünen çalışanlar zamandan ve paradan tasarruf edebilmek için mutlaka iş davalarına hakim bir avukat ile hareket etmelidirler.
İş davalarında yetkili mahkeme; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre, açıldığı tarihte işverenin Türk Medeni Kanunu gereğince yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde açılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de açılabilir. Bu hükümlere aykırı sözleşme geçersizdir. Kanunun atıf yaptığı ilgili Türk Medeni Kanun hükmünde ise;
- Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.
- Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.
- Bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz.
Tüzel kişiliğe sahip ticari ve sınai kuruluşların yerleşim yeri, kuruluş belgesinde aksine hüküm bulunmuyorsa, işlerinin yönetildiği merkez şubesi veya genel müdürlüğüdür. iş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi için bu kurallardan yararlanılır. Nitekim Yargıtay’da 5521 s. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine dayanarak ilk derece mahkemesinin davacı işçinin fiilen çalıştığı yerin araştırılması cihetine gitmeden davayı yetki yönünden reddetmesi kararını bozmuştur. Gene aynı kararda Yargıtay, çalışılan yeri işçi lehine oldukça geniş yorumlamış, hosteslik yapan davacının çalıştığı güzergahın dikkate alınması gerektiğine de değinmiştir.
İş davalarında yetkili mahkemenin belirlenmesi nde dikkat edilmesi gereken bir hususta özellikle işveren tarafından sözleşmelere konan yetki hükümleridir. Birçok işveren iş sözleşmelerinde tek taraflı olarak işçiye ‘Bu iş sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemeleri yetkilidir.’ gibi ifadeler barındıran sözleşmeleri dayatmaktadırlar. Bu davranış açıkça yetki sözleşmesini düzenleyen HMK m.17’ye aykırıdır. Kanun yetki sözleşmesinin geçerliliği için tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmasını şart koşmuştur. Tacir olmayan işçiler ile yapılan yetki sözleşmeleri geçersizdir.
İş davalarında yetkinin kamu düzenine ait olduğu hallerde yetki itirazı, ilk itiraz ile sınırlı değildir. Taraflar her zaman bu itirazda bulunabilecekleri gibi mahkemede her zaman kendiliğinden yetkili olup olmadığını inceler.
İş davalarında yetkili mahkemede açılacak davadan önce iş davalarında tecrübeli bir avukat ile hareket etmek hayati öneme sahiptir. Dava açılmadan önce veya açılmış davaya karşı iş davaları uzman avukatı ile ortak hareket edilmesi muhtemel para ve zaman kaybını engelleyecektir.