Fazla mesainin ispatı meselesi yargıyı çokça meşgul etmektedir. İspat yükü iddia eden tarafta olduğu için, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi de ispat yükümlülüğü altına girer. Uygulamada Tanık işçi için en önemli delillerden olmaktadır. İşçinin imzaladığı bordrolar delil niteliği taşımaktadır. Bunun aksi ancak bordrolardaki sahteliğin ispatı halinde kanıtlanabilir. Yani bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Eğer bordrolar da fazla çalışma kısımları boşsa ya da bordrolarda işçinin imzası yoksa bu hallerde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispatlayabilir.
Fazla mesainin ispatı konusunda,
- İşyeri kayıtları,
- İşyerinde giriş çıkışı gösteren belgeler,
- İşyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir.
Fakat fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumlarında tanık beyanları da delil olarak ileri sürülebilmektedir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi zorlaşır. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğuna dair bordrolarda bir ihtirazi kaydı varsa bu durumda bordroda görünenden daha
Fazla mesainin ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Dolayısıyla hem işçi hem de işveren açısından bu kayıtların tutulması çok önemlidir. Bordroların kayıtsız ve imzasız olmaları halinde bile işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordro da yazılı olandan daha fazla çalışmayı kanıtlaması halinde ilave fazla çalışma alacağına hak kazanabileceği kabul edilmektedir. Bordroların imzasız olması işçinin fazlaya ait haklarından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir; zira Yargıtay’ın da uygulaması bu yöndedir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren ve her ay değişik miktarlarda gerçekleşen ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması halinde de, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenmenin üstünde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Bu kayıtların olmaması halinde ispat hususunda en yaygın ispat aracı tanık beyanlarıdır. Bu ispat yolunun kullanılması halinde yine dikkat edilecek bazı durumlar vardır. Mesela işçinin dinlettiği tanıkların davacıyla aynı dönemde çalışıyor olmaları önemli bir husustur.
Fazla mesainin ispatı için işyerinin çalışma düzenini bilmeyen işçi yakınlarının beyanları da çok sağlıklı sonuçlar veremeyebilir. Ancak Yargıtay, işyerinde çalışma düzenini gözlemleme imkânı olan komşu işyeri sahibi ya da çalışanlarının beyanlarının dinlenmesine olanak tanımıştır ve bu beyanları geçerli saymıştır.
Fazla çalışma ücreti için ise Kanun, normal çalışma saati ücretinin yüzde elli fazlasıyla ödeneceğini düzenlemiştir. Eğer işçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, bu halde sadece kalan yüzde elli zamlı kısmı ödenir. Kanunda belirtilen anılan ödeme kuralı emredici niteliktedir. Bu sebeple; taraflar bu oranın altında bir oran belirleyemezler ancak sözleşmelerle daha fazla bir oranın tespiti de mümkündür.