Anlaşmalı boşanma, en az 1 yıldır evli olan eşlerin, boşanmanın parasal ve varsa müşterek çocuğun velayeti gibi tüm sonuçları bakımından mutabık kalarak boşanmaları anlamına gelmektedir.
Çekişmeli boşanma yoluna göre daha hızlı sonuçlanması ve temelinde bir uzlaşma barındırması nedenleriyle uygulamada en fazla başvurulan boşanma yolu anlaşmalı boşanmadır. Ancak herkesin bu yola başvurabilmesi mümkün olmayıp anlaşmalı olarak boşanabilmek için kanunda öngörülen şartların bulunması gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanmanın ilk şartı, tarafların en az 1 yıl süreyle evli bulunmaları gerekliliğidir. 1 yıldan kısa süreli evliliği bulunan tarafların anlaşmalı boşanma yoluna başvurması halinde dava reddedilmektedir. Bu konuda kanunun amacı tarafların en az 1 yıllık sürede birbirlerini tanımalarına olanak sağlanmasıdır. Bu süre geçmeden taraflar sadece çekişmeli boşanma yoluna başvurabilmektedir.
İkinci olarak ise taraflar, her konuda aynı talepte bulunmalı, boşanma, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve ziynet eşyaları gibi tüm konularda fikir birliği içerisinde olmalılardır. Taraflar, boşanmanın sonuçları niteliğinde olan bu konuların birisinde dahi anlaşma sağlayamazlarsa davanın anlaşmalı boşanma davası olarak görülebilmesi mümkün değildir.
Üçüncü ve son şart ise, tarafların, davaya bakacak olan hakim huzurunda anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini ve boşanmanın tüm sonuçları bakımından mutabık olduklarını beyan etmeleridir. Taraflar, anlaşma sağladıkları tüm hususları hakim huzurunda onaylamak zorundadır. Anlaşmalı boşanmanın olmazsa olmaz koşulu olarak belirtilen bu durumda önemli olan hakimin, tarafların gerçekten boşanmak istediklerine kanaat getirmesidir. Aksi halde hakim, taraflardan birisinin boşanmaya zorlandığı konusunda şüpheli bir durumun varlığını anlarsa davayı reddedecektir.
Anlaşmalı boşanma davalarında uzman bir avukat tarafından hazırlanan protokol büyük önem arz etmektedir. Anlaşmalı boşanma davası açmadan önce protokol hazırlama zorunluluğu bulunmamakta, tarafların hakim huzurunda verdikleri beyanın tutanağa geçirilmesi mümkündür. Ancak anlaşmalı boşanma protokolünde bulunmayan hususlarda diğer tarafın ileride dava açabilme ihtimaline karşın, anlaşmalı boşanma protokolünün uzman bir avukat tarafından hazırlanması tarafların yararına olacaktır.
Anlaşmalı boşanma sürecinin daha sağlıklı yürütülebilmesi ve daha kısa süre içerisinde sonuçlanması bakımından bu konuda uzman bir avukat vasıtası ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması ve daha sonra dava açılması faydalı olacaktır.
Boşanma, eşlerden birinin veya ikisinin isteği üzerine, hâkimin kararıyla evlilik birliğinin sona erdirilmesidir. Çekişmeli boşanma yoluna göre daha hızlı sonuçlanması ve temelinde bir uzlaşma barındırması nedenleriyle uygulamada en fazla başvurulan boşanma yolu anlaşmalı boşanmadır. Anlaşmalı boşanmada eşler ya birlikte mahkemeye başvurarak boşanmayı talep ederler ya da eşlerden birinin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul ederek anlaşmalı boşanma yoluna giderler.
Öncelikle, tarafların en az 1 yıl süreyle evli bulunmaları gerekmektedir. Eşler arasında her iki tarafın da mutabık kaldığı bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmalıdır. Belirtmek isteriz ki, anlaşmalı boşanma davası açmadan önce protokol hazırlama zorunluluğu bulunmamaktadır. Tarafların hâkim huzurunda verdikleri beyanın tutanağa geçirilmesi ve her iki tarafın da imzalaması ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması mümkündür. Ancak uygulamada Mahkemeler yazılı bir protokol talep etmektedir. İspat bakımından da anlaşmalı boşanma protokolünün yazılı şekilde olması önem taşımaktadır. Ardından anlaşmalı boşanma dava dilekçesi ve anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte Aile Mahkemesi’ne, eğer Aile Mahkemesi yoksa Aile Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapacak olan Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak dava açılmalıdır.
Anlaşmalı boşanma protokolü boşanma, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve ziynet eşyaları gibi tüm mali konular ile çocukların durumu hakkındaki tüm hususları içermeli ve taraflar protokoldeki maddeler üzerinde mutabık olmalıdır.
Mahkeme tarafından belirlenen duruşma gününde taraflar bizzat bulunmalı ve anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokolde belirtilen şekilde anlaşmaya vardıklarını hakime bildirmelidir. Bununla birlikte eşlerin bir protokol üzerinde anlaşarak mahkeme önüne gelmeleri, hâkimin bu protokolü mutlaka onaylayacağı anlamına gelmez. Hâkim, tarafların iradelerini serbestçe verdiklerine kanaat getirmelidir. Ayrıca bilinmelidir ki, mahkeme çocuğun velayetine ilişkin eşler arasında yapılan anlaşma ile bağlı değildir. Hâkim velayete ilişkin olarak ortak çocuğun üstün yararı resen gözetir ve şayet protokolde belirlenen velayet esasları, çocuğun yararı bakımından uygun ise geçerli olur. Türk Medeni Kanunun 166. maddesinin 3. fıkrasında hâkimin, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak protokolde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabileceği, bu değişikliklerin taraflarca da kabul edilmesi hâlinde boşanmaya hükmolunacağı belirtilmektedir.
Cihan Orhan Hukuk Bürosu © Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu Avukat Web Sitesi içerisinde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir